Bugüne kadar sadece başarıları ve servetleri ile gündeme gelen Bill Gates, Jeff Bezos ve Elon Musk gibi isimlerin hayatlarındaki en önemli kilometre taşlarını verdikleri yanlış kararlar ve yaptıkları kötü hamleler oluşturuyor olabilir mi? 125 milyar dolarlık serveti ile dünyanın en zenginleri listesinde 4. Sırada yer alan Bill Gates’in kariyerinin pek de konuşulmayan yönlerini derledik.
125 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin kişileri arasında dördüncü sıraya yerleşen BillGates, sizce hayatının her döneminde başarılı işlere mi imza attı? Elbette hayır dediğinizi duyar gibiyiz… Evet, kurduğu ilk şirketi yaptığı hatalar neticesinde batağa sürükleyen Gates, mükemmel bir CEO olarak görüldüğü Microsoft tarihinde de milyonlarca dolar kaybetmesine yol açan birçok hatalı kararın altına imzasını attı.
Bu yazımızda Bill Gates’in hayatında imza attığı başarılarına değil, onu bu başarılara götüren başarısızlık hikayelerine yer veriyor ve profesyonel hayatta hata yapmaktan korkan herkese diyoruz ki: “Yalnız değilsin, en başarılı ve zenginler bile tonlarca hata yapabilir!”
Pazar Araştırmasına İnanmak ya da İnanmamak…
Gates’in 1974 yılında ortakları Paul Allen ve Paul Gilbert ile kurduğu Traf-O-Data, bir iş fikri olarak oldukça başarılı bir projeydi. Fakat çok önemli bir eksiği vardı: pazar araştırması… Ne yazık ki genç girişimciler kağıt üzerinde kendilerine oldukça mantıklı gelen ve belki de milyonlar kazanayı umdukları bu işe girişirken hiçbir pazar araştırması yapmadan girmişlerdi ve belediyelerden sermaye taahhütleri almanın ne kadar güç olabileceği hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Şirket bu koşullarda hayatına ancak birkaç yıl devam edebildi ve 4 bin dolara yakın bir kayıpla tarih oldu.
Google mı? O Da ne?
1998 yılında Google efsanesi bir evin garajında iki genç tarafından yazılırken, Bill Gates dünyanın en fazla kazanan yazılım şirketinin başında ve dünyanın en iyi arama motorunu tasarlayabilecek güce sahipti. Ancak Google geliştirdiği temiz arama motoru ile kısa sürede bir teknoloji devini geride bırakmayı başardı. O dönemde Google yüzde 68’lik bir Pazar bayıyla Microsft’un arama motoru Bing’i yolun kenarına atıverdi. Gates bu olayın yaşanmasından yıllar sonra Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptı bir konuşmasında hatasını esprili bir dille kabul etti.
Apple’ı Kurtaran O Hamle…
1997 yılının Ağustos ayında Microsoft’un Apple’a yaptığı 150 milyon dolarlık yatırım hakkında birçok kez yazılıp çizildi. Evet bugünün donanım ve yazılım devi Apple o günlerde kelimenin tam anlamıyla iflasın eşiğindeydi. Microsoft’tan aldığı yatırımla önce iMac, sonrasında da müzik dünyasında bir devrim yaratacak olan iPod’u geliştiren Apple’ın makus talihi bir anda döndü ve kendisini 2000’li yılların fenomeni hale getirecek çağa adım atmış oldu. Öyle ki 23 yıl sonra Apple’ın değeri 2 trilyon doları aşarak Amerika tarihinde bir rekora imza atmış oldu. Gates, bu hamlesiyle kendi elleriyle en büyük rakibini yarattığını bilseydi aynı yolu izler miydi? Kim bilir…
Eldeki Kuş mu Daldaki Kuş mu?
90’lı yılların sonunda Bill Gates’le birebir çalışan ekip arkadaşlarının aktarımlarına göre ünlü iş adamı tıpkı Google ve Apple örneğinde olduğu gibi “internet çağı” konusunda da öngörüsüzlüğünün kurbanı olmuş. O dönemde Microsoft’ta Başkan Yardımcısı koltuğunda oturan Brad Silverberg, bir röportajında Gates’in internetin toplum üzerindeki potansiyel etkilerini ve bu yeni çağın getireceklerini göz ardı etmeyi tercih ettiğini itiraf ediyor. Anlaşılan o ki Windows’un işletim sistemleri arasındaki hakimiyetini korumak Microsoft’un gelecek stratejisini düşünmekten daha önemliydi.
Hükümet ile Örülen Duvarların Bedeli
Microsoft, 90’ların başından itibaren global teknoloji endüstrisinin kurallarını değiştirirken kendi bakış açısında değiştirmemekte inat ettiği bir nokta vardı: politik duruş. Aynı yıllarda Microsoft’un piyasadaki hemen her rakibi Amerikan siyasetçileri ile yakın ilişkiler geliştirip lobi faaliyetlerini sürdürürken Bill Gates şirketini politikadan ve politik ilişkilerden uzak tutmak için büyük bir çaba gösteriyordu. Gates’e göre Microsoft’un yapması gereken tek şey kullanıcıları için katma değer yaratacak ürünler geliştirmekti ve daha fazlasına gerek yoktu. Ne yazık ki bu tavrın getirisi Microsoft için pek de hoş olmadı. ABD federal hükümeti, birçok eyalet ve Avrupa Birliği Microsoft’a savaş ilan etti ve şirket oldukça yıkıcı bir bedel ödemek zorunda kaldı.
Sonuç Olarak…
Bill Gates, kariyeri boyunca yaptığı yüzlerce yanlış tercih, verdiği belki binlerce yanlış karara rağmen bugün hala dünyanın en başarılı iş insanlarından biri… Belki o sırada olmasa bile aradan geçen yıllar içinde Gates birçok hatasından çıkardığı dersleri farklı platformlarda kabul etmiş ve günün sonunda bunları nasıl avantaja çevirdiğini anlattı… Bugün onu dünyanın en zenginleri listesine sokan şüphesiz ki “her şeye rağmen” devam etme enerjisini, dünyayı değiştirme tutkusunu asla kaybetmemiş olması… Yine kariyerinin ilerleyen zamanlarında Bill Gates başarısının en büyük sırlarından birinin “işleri doğru kişiye delege etmek” olduğunu pek çok kez dile getiriyor.
Görünen o ki başarılar kadar, başarısızlığı ve hataları da kucaklamak, ilerlemenin vazgeçilmez koşullarından biri. “Benim güzel hatalarım var!” diyerek yola aynı heyecanla devam edebildiğimiz günlere…
 Hikayesi: Bill Gates!)
